Haber

CHP’li Çiftçi: Kars’ta seçimden bir gün önce tatbikat planlandı, itiraz ettik

ANKARA – Kasım ayında yaptığı kongrenin ardından hızla seçim hazırlıklarına başlayan Cumhuriyet Halk Partisi, şu ana kadar 622 seçimde adaylarını açıkladı. 30 büyükşehirden 12’si, 81 ilden 26’sı ve 922 ilçeden 436’sının adaylarını belirleyen partinin açıkladığı adaylardan bazıları tepki çekti. Eş zamanlı olarak bazı adayların açıklanmaması da eleştiri konusu oldu.

Tüm bu süreçlerde partinin en kritik koltuklarından biri Seçim ve Hukuk İşleri’dir. Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi ile partinin aday belirleme sürecinde geldiği noktayı ve seçim güvenliğine yönelik çalışmalarını konuştuk.

Çiftçi’nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Seçim güvenliği her seçimde tartışılan bir konudur. Yerel seçimler yaklaşırken seçim güvenliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalar nelerdir? Seçmenleri endişelendirecek bir durum var mı?

Endişelenecek bir şey yok. Göreve geldiğimiz gün seçim güvenliği konusunu ele almaya başladık. Çünkü seçim güvenliği sadece 31 Mart akşamı çözülebilecek bir konu değil. Seçim takviminin yayınlanmasından önceki dönemi de kapsayacak şekilde bütünsel olarak değerlendirmek gerekiyor.

Seçim güvenliğinin birkaç ayağı vardır. Dolayısıyla Seçim ve Hukuk İşleri düzeyinde ele alınan ve sadece bizim sorumluluğumuzda olan bir konu değildir. Bunu Bilgi İrtibat, Genel Sekreterlik, Organizasyonlar ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcıları ile birlikte yürütüyoruz. Aynı zamanda seçim güvenliğini kampanyamızın temel direği haline getirdik. Yani seçim kampanyasının içinde seçim güvenliği kampanyası da yer alacak.

Kuruluşlarımızdaki sandık görevlilerinin, seçim takvimi yayınlanmadan önce havuz atamalarını yapmasını, seçim kurullarının sandık numaralarını bize vermesinden sonra bu isimlerin sandıklara atanmasını sağlayacağız. Organizasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcımız havuz görevlerinin tamamlanması için çalışmalarını sürdürüyor. Sonuç olarak şu anda havuz durumunda çalışan bir sistem var.

‘KARS’TA 3 BİN 500 ASKER VAR; TATBİKAT YAPILDIĞI BİLDİRİLDİ.’

Seçmenin hareket ettiğine dair bazı tespitlerin olduğunu biliyoruz. Seçmen transferinin seçim sonucunu etkileyebilecek düzeyde olduğuna dair bulgunuz var mı?

Seçmen listeleri dün askıya alındı. İtirazlar yapılıyor. Seçmenlerin hareket ettiğini veya seçmenleri kalabalıklaştırdığını tespit ettiğimiz yerler oldu. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız ve itirazlarımız devam ediyor. Mesela Kars’ta 3 bin 500 askeri işçi taşıması var. Bu durumu ilgili kurumlarla görüştük. Seçimden bir gün önce 30 Mart’ta tatbikat yapılacağını söylediler. Seçim sonucunu etkileyebilecek bir rakam olduğu için gerekli itirazlarımızı yaptık.

Seçim sonucunu etkileyecek büyüklükte olmasa da tespit ettiğimiz başka yerler de var. Mesela bir şehirde tek adreste 170 kişiyi tespit ettik. İtiraz ettik ve sonuç aldık. Seçim kurulları tüm itirazları 2 gün içinde karara bağlayacak. Seçim konseyi temsilcilerimiz aracılığıyla da takip edeceğiz.

‘SON SEÇİMDE SİSTEMİMİZDE HİÇBİR SORUN YAŞANMADI’

Geçen seçimde konunun yazılım ve teknoloji boyutu çok konuşuldu. Yeni bir yazılım ya da yeni bir sistem üzerinde çalışılıyor mu?

İlgili genel başkan yardımcımız Pınar (Uzun) Hanım çok daha detaylı bilgi verebilir. Elbette son seçimde kullanılan sistemin bir analizi var. Analiz çalışmaları tamamlandıktan sonra yeni bir altyapının kurulması gerekip gerekmediğini değerlendirecekler. Ancak son seçimlerde sistemimizde herhangi bir sorun yaşanmadı. Belki bu sorunda bağlantıda bir sorun vardı. Sistemimiz çok iyi çalışıyor.

Burada temel unsur sandık başındaki kişidir. Biz sandık görevlilerimize o gün ne yapacakları konusunda tüm eğitimlerimizi veriyoruz ama sandık memurumuz o gün göreve gitmez ve tutanağı teslim etmezse sorun başlıyor.

Gül Çiftçi, Ceren Bayar’ın sorularını Gazete Duvar’dan yanıtladı.


‘SEÇİMDE ÇALIŞMAYAN YAZILIMIN BULUNMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.’

Teknoloji çok gelişti. Çalışmayan bir yazılımın olması mümkün değildir. Elbette siber saldırılar da oluyor. Bu çok yaygın bir durum, yine olacak. Son seçimde kullandığımız 8-10 farklı güvenlik duvarı vardı. Bunların hepsini geliştirip çoğaltacağız. Ancak dediğim gibi asıl sorun insan kaynağı ve insan kaynağının doğru yönetilmesidir. Bu işi yapabiliriz. Yerel seçimlerde insan kaynağımız daha güçlü oluyor. Bu seçimin tek sahibi genel merkez değil. Belediye başkan adayları var, ilçe başkanları, il başkanları, meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri var. Dolayısıyla işletmenin sahibi çok olduğunda sağlıklı sonuçlar almak daha kolay olur.

Seçim güvenliği konusunda diğer partilerle işbirliği yapılabilir mi?

Şu anda böyle bir şey yok. Bir önceki seçimde seçime katılmadığımız 7 il vardı. Seçim mevzuatı gereği bu 7 ilde sandık hizmeti sağlayamayacağız. Buradaki eksiklerimizi gözlemcilerle tamamlayacağız. Ancak şu anda bu konuda hiçbir tarafla işbirliği içinde değiliz.

‘YEREL SEÇİM KAMPANYAMIZ HİZMET ODAKLI OLACAK’

Seçim kampanyasına yönelik çalışmalarınız devam ediyor. Kampanyanızın nasıl bir ruhu ve teması olacak?

Yerel seçimler genel seçimlerden çok farklıdır. Yerel aktörlerin ve projelerin öne çıktığı seçimler. Mesela Mansur Yavaş’ın Ankara’daki projesinin Bursa’da bir etkisi olmayacak. Bu nedenle her yereli kendi içinde değerlendireceğiz.

Aynı zamanda yerel seçim kampanyamız hizmet odaklı olacaktır. Türkiye’de nüfusun yüzde 65’i Cumhuriyet Halk Partisi’ne bağlı belediyeler tarafından yönetiliyor. Doğru belediyeciliği nasıl yaptığımızı, ne kadar iyi hizmet verdiğimizi, sosyal demokrat belediyeciliğin ne olduğunu gösterdiğimiz, çözüm odaklı, hizmet odaklı bir kampanya yürüteceğiz.

‘ADAY BELİRLEME TAKVİMİMİZDE HERHANGİ BİR GECİKME YOK’

Adaylarınızı seçerken geç kaldığınız ve bu gecikmenin açıklanmayan adayların işini zorlaştırdığı yönünde yorumlar yapılıyor. Ne dersiniz?

2019 takviminden daha geç başladık ama sıkı çalışmayla 2019 takvimini yakaladık, hatta aştık. Şubat 2019’da belirlediğimiz adaylar vardı. Yani takvimimiz doğru çalışıyor, herhangi bir gecikme söz konusu değil. Ancak gördüğüm kadarıyla böyle bir baskı yapılmaya çalışılıyor. Ancak süreç yönetimi var, insan kaynakları yönetimi var, araştırma süreci var. Sonuçta seçtiğiniz kişi o şehri 5 yıl boyunca yönetecek aday olacaktır. Bu nedenle en iyi adayı bulmaya çalışıyoruz.

‘HATAY’DA BİLGİ SÖYLENDİ, ARKASINDA FARKLI BİR ŞEY ARAMAYA GEREK YOK’

En samimi adayı bulamadığınız yönünde eleştiriler var. Bunlardan biri Lütfü Savaş’tır. Bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sayın Lütfü Bey’in adaylık sürecinden önce orada çok sayıda anket yaptırdık. Hatay büyük yıkıma uğradı. Hatay’da siyaset yapmak yerine, halkın orada yeni bir hayat kurması için yerel bir yönetici seçmek istedik. Mevcut belediye başkanımız Lütfü Savaş yaptığımız anketlerde hep önde çıktı. Dolayısıyla altında pek çok farklı şey aramaya gerek yok. Veriler orada konuştu. Biz de o veriler doğrultusunda hareket ettik. Hatay’da insanların acısı üzerinden siyaset yapmak istemiyoruz. Yeni bir hayat kurma çabası var, biz de o hayatı kurmak için çaba harcamak istiyoruz.

Mevcut belediye başkanının da bunda katkısı olabileceğini düşündünüz mü?

Veriler şunu söylüyordu.

‘SELİN HOCA ADAYLIĞI DÜŞÜNMÜYOR’

İzmir adayının belirlenmesinde bir sorun var mı? Ortada bir ‘düğüm’ olduğu ve bu düğümün CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke’nin İzmir adayı olmasıyla çözüleceği söyleniyor. Gerçek bu mu?

Selin Hoca partimizin Genel Sekreteridir. Onunla özel konuşmamı aktarabilirim; Selin Hoca böyle bir adaylığı düşünmüyor. Peki bu bir parti misyonu mu olacak? Ona hiçbir şey söyleyemem.

Aslında İzmir’de bir düğüm göremiyorum. Çok nitelikli ve uluslararası başarıya sahip adaylarımız var. Bunu bir daire gibi düşünün; Çemberin en dıştaki halkadan başlayıp içeriye doğru ilerleyen farklı halkaları vardır.

Ayrıca İzmir partinin çok güçlü olduğu bir yer. Dolayısıyla sonuna bırakılması ve bu kadar detaylı düşünülmesi normaldir. Benzer ölçekteki alanlarda da benzer ilerlemeler kaydediyoruz. Muğla ve Antalya’da durum böyle.

Ve tabi ki İzmir’i bir bütün olarak düşünmemiz gerekiyor. İzmir’i ilçeleriyle birlikte ele alarak oraya bir hikaye yazılabilir. Kadın ve genç adayların daha fazla olduğu yerde bambaşka bir hikaye ortaya çıkabilir. İzmir’de bir hikaye yazmak lazım; İlçeleriyle, kuzeyiyle güneyiyle, kırsalıyla ve merkeziyle bir bütün hikaye yazmak gerekiyor.

DEM Partisi ile görüşmeleriniz oldu. Hangi seviyedesin?

DEM Partisi ile bağlantımız ittifak düzeyinde değildir. İşbirliği düzeyinde bile değil. 1-2 önemli çalışma yapıldı. Bunun devam edip etmeyeceğini bilmiyorum. “İşbirliği boyutunda” gibi bir tabir kullanmak doğru değil.

‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDE YAŞAYAN HER VATANDAŞ KAYYILARDAN RAHATSIZ OLMALIDIR’

Cumhurbaşkanlarıyla yaptığımız toplantıların çoğunda ülke gündemini tartışıyoruz. Anayasa Mahkemesi – Yargıtay gerilimi, Can Atalay’ın durumu, kayyımlar konuşuldu.

Kayyım yönetimlerine yönelik eleştirilerini açıkladılar. Mütevelli süreçlerinin tekrar yaşanmasını istemiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her vatandaşın rahatsız olması gerektiğini düşünüyorum. Bugün Ankara Çankaya belediye başkanını seçmek için sandık başına gideceğim. Onu seçeceğim ama bir ay sonra birileri ‘benim siyasi görüşüm ona uymuyor’ diyerek onu görevden alacak. Demokratik devletlerde bu tür şeyler olmaz, olmamalıdır.

Elbette terörle ilgili bir şey yapmışsa ilgili yargı kurumları gereğini yapar ama sırf “aynı siyasi görüşte değiliz” diye gelip kayyum atamasını doğru bulmuyorum. hiçbir şey açık değil.

Gündemdeki bu konuların dışında yerel seçimlere ilişkin il-ilçe bazında değerlendirmeler yapıldı mı?

Bizden herhangi bir ilçe veya belediye meclis üyeliği istemediler.

‘DEM PARTİSİ’Yİ İNSANİ VE SİYASİ OLARAK GÖZALMAZSINIZ’

DEM Partisi kentlerdeki yönetimlerde söz sahibi olmak istediğini söylüyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?

DEM Partisi Türkiye’de Meclis’e girebilecek kadar oy alıyor. Bunu ne insani olarak ne de politik olarak görmezden gelemezsiniz. Biz bu topraklarda çok önceden, 100 yıldır birlikte yaşıyoruz. Onlar oy alıyor, biz onları görmezden geliyoruz. Bu gerçek bir şey değil. Gerçek olmadığı için liderimiz Meclis’te ya da arka kapılarda buluşmak yerine genel merkezde buluşmayı daha uygun buldu.

31 Mart seçimlerinde amacınız nedir?

Kazandığımız bütün büyükşehir ve il belediyelerini koruyup onlara eklemek istiyoruz. Bartın geliyor, Kastamonu geliyor, Kırıkkale geliyor, Manisa geliyor, Bursa geliyor, Balıkesir geliyor. Denizli bir sürpriz yapabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu